- sürece
- بينما
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia
elverdiğince — zf. İmkân dâhilinde olduğu sürece Gönülleri elverdiğince ortada bir boşluk bırakarak ikiye ayrıldılar. A. Ağaoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaydıhayat — is., esk., Ar. ḳayd + ḥayāt Kaydıhayatla ve kaydıhayat şartıyla sözlerinde yaşadığı kadar, yaşadığı sürece anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ömür boyu — zf. Sağ kalındığı, yaşandığı sürece … Çağatay Osmanlı Sözlük
ömür boyunca — zf. Hayatı devam ettiği süre içinde, sağ olduğu sürece Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömür boyunca çekersin ağabey, diye söyleniyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
pofurdamak — nsz Can sıkıntısı sebebiyle sesli nefes vermek Burada oturduğu sürece pofurdadı durdu … Çağatay Osmanlı Sözlük
süre — is. Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız. T. Oflazoğlu Birleşik Sözler süre aşımı süreduran süredurum süreölçen süreölçer … Çağatay Osmanlı Sözlük
imeceye girmek — imece yoluyla yapılacak çalışmaya katılmak Gençlerle imeceye girme gücü yitirilmediği sürece yaşlanmanın ertelenebileceğini kanıtladı. A. Cemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
faydasını görmek — 1) yarar sağlamak Almanya da kaldığım sürece, bu çizmelerin çok faydasını gördüm. H. Taner 2) kâr elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ben hancı, sen yolcu oldukça — düzen bu biçimde devam ettiği sürece anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
başında olmak — (bir durum birinin) aynı sıkıntılı, belalı durumda bulunmak Senin müdür başımda olduğu sürece bana da rahat yüzü yoktur … Çağatay Osmanlı Sözlük